E-Atıkları Dönüştürmenin Önemi. Peki, Nasıl Dönüştürülmeliler?

Giderek artan e-atık problemini nasıl ele almalı?

Hayatlarımız 1990’ların ikinci yarısından beri hızla dijitalleşiyor. Kullandığımız elektrikli ve elektronik aletler her gün daha da gelişerek çeşitleniyor. Bazılarının lüks değil de modern yaşamın ihtiyaçları olduğu konusunda çoğu kişi hem fikir. Kullanıldıkça da eskiyor, eskidikçe de yenisiyle değiştiriliyor. Ama düşününce, alınan her bir elektrikli-elektronik ürün daha fazla e-atığa sebep oluyor.

“E-atık” terimi, elektronik atık anlamına geliyor. Elektronik bileşenleri, fişleri ve kabloları olan  herhangi bir öğeyi ifade ediyor. Günlük yaşamda evlerde kullandığımız aletlerin yanında taşımacılık, sağlık, güvenlik, enerji üretimi gibi alanlarda da fazlasıyla elektrikli ve elektronik alet kullanılıyor. Hatta artık giyilebilir teknolojiler ve akıllı ev teknolojileriyle bu ürün çeşitleri giysilerimizden mobilyalarımıza kadar geleneksel tüketim ürünlerine bile dahil ediliyor. İşte bütün bu eşyalar, günlük hayatınızda kullandığınız telefonunuz, dizüstü bilgisayarınız, mutfak robotunuz ya da kumandanız bozulup  kullanım ömürlerinin sonuna geldiğinde yani kullanım aktivitenizi kalıcı olarak sonlandırdığınızda e-atık haline geliyor. Ancak bu terim yalnızca yıllarca kullanıldıktan sonra atılan elektrikli ve elektronik ürünleri ifade etmekle kalmaz, aynı zamanda mağazalarda gördüğünüz tüm satılmamış ürünleri ve yalnızca birkaç yıl içinde “modası geçme” eğiliminde olan ürünleri de içerir. Yani mağazada satılmayan ve satılmayacak ürünler daha hiç kullanılmadan atık haline gelebilir. Dolayısıyla mağazalarda satılmayan çok sayıda ürünle ve insanların her iki yılda bir akıllı telefonlarını değiştirmesiyle, e-atıkların küresel bir sorun haline gelmesi şaşırtıcı değil.

E-atık, bugün gezegenimizi rahatsız eden en tehlikeli tüketici atığı türlerinden biri ne yazık ki. Ama e-atıklar farklı şekillerde  dönüştürülen ya da bertaraf edilen, doğru yönetilmediği takdirde insan ve çevre sağlığına zarar verecek bileşenlerden oluşur. Televizyonlardan bilgisayarlara, beyaz eşyalardan mutfak aletlerine kadar tüm elektrikli ve elektronik ürünler kurşun, cıva ve krom dahil olmak üzere metal bileşenlerinden zehirli kimyasallar barındırırlar. Bunun yanında içlerinde iletkenliği yüksek olduğu için altın, bakır, titanyum gibi değerli madenleri de içerir.

E-atıklar Küresel E-Atık Monitörüne göre 6 başlıkta sınıflanırlar:

  • Isı değişikliği ekipmanları (klimalar, ısıtıcılar, buzdolapları ve dondurucular)
  • Ekranlar ve monitörler (televizyonlar, monitörler, taşınabilir kişisel bilgisayarlar ve tabletler)
  • Işıklar (floresan lambalar, LED’ler ve akkor ampuller)
  • Büyük araçlar (çamaşır makineleri, kurutucular, bulaşık makineleri, elektrik sobaları, büyük yazıcılar, fotovoltaik paneller)
  • Küçük araçlar (süpürgeler, mikrodalga fırınlar, vantilatörler, tost makinaları, kettlelar, tıraş makinaları, tartılar, hesap makinalar, radyolar, kameralar, oyuncaklar, küçük elektrikli aletler, küçük tıbbi cihazlar, müzik aletleri, kumandalar, küçük kontrol cihazları)
  • Küçük Bilgi Teknolojileri ve telekomünikasyon cihazları (akıllı telefonlar, cep telefonları, GPS aletleri, cep hesap makineleri, navigasyon cihazları, küçük yazıcılar, notebooklar)

Bataryalar, aküler gibi enerji depolama bileşeni içeren atıklar e-atık kapsamında değil atık pil ve akümülatörler kapsamında değerlendirilir.

E-atıklar uygun şekilde bertaraf  edilmezse, yani doğrudan şehir çöplüklerine atılır ya da doğaya bırakılırsa, içerdikleri ağır metallere ve toksik kimyasallar (cıva, arsenik, kurşun, kadmiyum gibi) suya, havaya ve toprağa karışır ve hem toplum sağlığı hem de çevre sağlığı için tehdit oluştururlar. Ayrıca şehir çöplüklerinde sera gazı salımlarını artırır ve iklim değişikliğini de hızlandırırlar.

E-atıkların çevreye verdiği zararlar bununla bitmiyor. Yukarıda da değindiğim gibi elektrikli ve elektronik aletlerin içeriğinde değerli ve kıt kaynaklı hammaddeler de bulunuyor. Bu malzemeler çöplüklere atıldığında yerlerini doldurmak için yeni madenlerin açılması gerekiyor. Ülkemizin yaklaşık %65’inin maden ruhsatlı olduğu ve her bir köşede başka bir maden açılmasına karşı eylemler düzenlendiğini göz önüne aldığımızda, halihazırda çıkarılmış madenleri yeniden kullanmanın önemini daha iyi kavrayabiliriz. Buna ek olarak, çöpe giden bu metallerin ekonomik anlamda ciddi bir kayıp olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. E-atıkların içerdikleri maddelerin, özellikle metallerin geri dönüşümü, madenlerden işlenmemiş malzemeyi çıkarıp işleyerek hammaddeye dönüştürmekten daha az enerji harcar. Bu hem iklim krizi anlamında hem de ekonomik anlamda çok önemli bir tasarruf demektir. Dünya Ekonomik Forumu’na göre 1 ton akıllı telefonda, 1 ton altın cevherinden 100 kat daha fazla altın bulunmaktadır. Ve geri dönüştürülen her 1 milyon cep telefonuyla 16 ton bakır, 350 kilo gümüş, 35 kilo altın ve 14 kilo paladyum geri kazanılır. Önemsiz gibi gelen bu atık türü 2019 yılında tüm dünyada 57 milyon dolar değerinde gümüş, altın, bakır, platin gibi madenlerin çöpe atılmasına ya da yakılmasına sebep olmuş. Üstelik e-atıkların içeriğindeki metal dışı malzemeler de çeşitli ürünlerde kullanılabilir, örneğin plastikler bahçe mobilyalarında, metallerin bir kısmı ise otomotiv parçalarına kadar farklı alanlarda değerlendirilebilir.

Atık haline getirip yerine yenisini aldığımız her bir elektrikli ve elektronik alet aslında daha fazla kaynak kullanımı anlamına da geliyor. Her bir yeni cihaz yeni hammaddenin fosil yakıtlarla çalışan makinalar tarafından işlenerek bir araya getirilmesi demek. Örneğin bir bilgisayar ve monitörünü üretmek için 240 litre fosil yakıt, 21 litre kimyasal madde ve 1.5 ton su kullanımı gerektiriyor. Biz eskiyen/bozulan elektrikli veya elektronik eşyalarımızın yerine yenisini koymayı tercih edince, hem atıktan hem de yeni ürünün üretiminden kaynaklı olarak ekolojik ayak izimizi de büyütüyoruz.

Atılan şeyler maddi anlamda değerli olunca az atık çıkarmış gibi bir izlenim oluşabilir belki aklınızda, ama hiç öyle değil. Küresel E-Atık Monitörü’ne göre 2019 yılında dünya genelinde 53.6 milyar (kişi başı 7.3 kg) ton e-atık üretilmiş ve ne yazık ki bunun yalnızca %17’si geri dönüştürülmüş. E-atıkları türlerine göre incelediğimizde ise %33 ile küçük cihazların öne çıktığını, %24 ile büyük cihazların ve %20 ile ısı değişikliği sağlayan cihazların ise küçükleri takip ettiğini, yani günlük yaşamımızda fazlasıyla yer alan bu eşyaların atığa da fazlasıyla dönüştüğünü görebiliyoruz. Üstelik 2015’ten 2019’a gelinirken yaşanan değişime bakıldığında genel anlamda e-atık miktarında %21 bir atış söz konusu. Bu sayılardan yola çıkarak yapılan tahminlere göre 2030’da e-atık miktarının 74 milyar tona çıkacağı bekleniyor ve bu artışla atıklar arasında en büyük artış yaşanacak tür olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’deki duruma baktığımızda iş biraz daha ciddi gibi duruyor. 2015 yılında kişi başına düşen e-atık miktarı 8.9 kg (toplam yaklaşık 700 milyon ton) olurken 2019’a doğru ciddi bir artış yaşanmış ve kişi başına düşen e-atık miktarı 10.2 kg’a (yaklaşık 850 milyon tona) çıkmış.

Durum bu kadar vahimse, ne yapmalı? Türkiye’de e-atıklar Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği’ne göre Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca diğer atık türlerinde olduğu gibi bu sistemi de belediyeler planlamak, toplamak ya da yetkilendirilmiş kurumlar tarafından toplatmak zorundadır, yetkilendirilmiş kurumların çoğu da dernek gibi kar amacı gütmeyen kurumlardır. Bunun yanında elektrikli ve elektronik alet üreticileri ve satıcıları da e-atık kutuları ve sistemleri kurarak e-atıklarını toplamak zorundadır. Bir teknoloji marketine gittiğinizde mutlaka girişinde/çıkışında ya da kasa çevresinde bir atık kutusu bulabilirsiniz. Yani ilk olarak belediyenizi aramak ve ne yaptığını öğrenmek en ideal çözümdür. Eğer belediyeniz henüz bir eyleme geçmediyse çevrenizdeki teknoloji mağazalarına gidebilir ya da yetkilendirilmiş kurumlarla iletişime geçebilirsiniz. Örneğin EAGD’nin Empact adlı mobil uygulamasını kullanabilirsiniz. EAGD verdiğiniz atıklara karşılık olarak size tasarruflu ampul verebiliyor, Good4trust için indirim kuponu sağlayabiliyor, adınıza fidan dikebiliyor ya da eğer verdiğiniz bir bilgisayarsa tamir edip köy okullarına yollayabiliyor.

Doğal kaynakların tüketimine engel olmak, en hızlı büyüyen atık grubuna katkı sağlamamak, geri dönüşebilir malzemeleri geri dönüştürebilmek için e-atıklarınızı bir şekilde bu sisteme dahil etmek gerekiyor. Burada bahsetmeden geçmeyi istemediğim bir konu daha var. Türkiye’de genel olarak, özellikle de küçük boyutlu elektrikli ve elektronik aletler, bozulsa da çekmecelerde, dolaplarda durmaya devam ediyor. Size atık gibi gelmese de aslında bu cihazlar da, hele de yıllar geçtikçe atık haline geliyor. Bu cihazlar içlerindeki tehlikeli kimyasallarla sizin için risk oluştururken, yukarıda değindiğimiz kaynak kıtlığı gibi sebepler nedeniyle çevre için risk teşkil etmektedir. Bu cihazları uygun şekilde elinizden çıkarmanız hem sizin için, hem eviniz için hem de çevre için faydalı çözüm olacaktır.

Bir de, geri dönüşümü hakkında çözümleri konuştuk ama her atık türünde olduğu gibi, e-atıklar için de geçerli olan ilk basamağımız tüketimimizi azaltmak, ardından yeniden kullanmak ve tamir etmek. Geri dönüşüm tesisine atığınızı göndermeden önce onu tamir ettirebilir, eğer kullanmaya devam etmek istemiyorsanız satabilir ya da bağışlayabilirsiniz. Böylece kullanım ömrü bitmemiş cihazları çöpe atmamış olursunuz. E-atıkları azaltmak söz konusu olduğunda, kendinize birkaç soru sormanız ve sürdürülebilir yaşam hakkında bir düşünmeniz gerekiyor.  Kendinize sorun, telefonunuzu gerçekten yükseltmeniz gerekiyor mu? Gerçekten yeni bir akıllı saate veya bluetooth kulaklığa ihtiyacınız var mı? O lamba başkasına verilebilir mi ya da evinizde yeni bir yer bulabilir mi? Mutfak robotunuz tamir edilince yine işe yarar, değil mi? Ve büyük indirim sezonu yaklaştığında, neden yepyeni akıllı telefona bir şans vermek yerine birkaç yıl içinde modası geçmeyecek daha yeşil hediyeleri tercih etmiyorsunuz?

İlk olarak Greenvibes Ekolojik’in Bülteninde yazdığım bu yazıma ve daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s