Atıksız mı? Minimal mi? Hangisi?

Bu iki kavramı birlikte duyuyoruz sık sık. Ama ikisi aslında farklı şeyleri anlatıyorlar. Örtüştükleri yerler de var, farklılaştıkları yerler de, gelin birlikte detaylarına bakalım.

Instagram’daki kullanıcı adım (@atiksizminimalist) her iki yaşam biçimine de olan merakımdan geliyor. Her ne kadar atıksız yanım ağır bassa da minimalizmi de fazlasıyla içselleştirmiş hissediyorum kendimi. Hatta atıksız yaşamı bile minimalizm sayesinde tanıdım. Dolayısıyla, minimalizm hakkında da edecek birkaç kelâmım var sanırım. 

Sıfır atık neredeyse her şeyi tutmak, saklamak, minimalizm ise her şeyden kurtulmak gibi algılanıyor çoğunlukla. Ama aslında ikisi arasında böyle içsel bir mücadele söz konusu değil. Çelişkili oldukları noktalar elbette var, ama aslında o kadar da zıt değiller.

Öncelikle temel kavramlarla başlayalım. Minimalizm ihtiyacınız kadara eşyayla yaşamayı, ihtiyacınız olmayan şeyleri edinmemeyi, ihtiyacınız sonlandığında ise elinizdeki eşyayı uygun şekilde elden çıkarmanızı önerir. Bir çok kanının aksine minimalizmin sayılarla pek ilgisi yoktur çünkü her yaşam biriciktir ve dolayısıyla herkesin ihtiyacı kendi yaşamına göredir. Sosyal medyada kendi ya da minimalizmi anlatan arkadaşlarımın sayfasında sıkça gördüğüm “ama senin eşyan az değil”, “ama sende … var” gibi eleştiriler bu yüzden yersizdir hatta. Çünkü benim ihtiyaçlarımla o yorumu yazanın ihtiyaçları birbirinden farklı. Tabii, bu noktada ihtiyacı da tanımlamalıyız. Minimalizm ihtiyacı sadece fiziksel ihtiyaçlar olarak tanımlamıyor, sosyal, manevi, estetik ve psikolojik boyutları da var ihtiyacın. Yani, evinizdeki bir sanat işi (örneğin bir poster yada bir biblo) sizin estetik ihtiyacınızı karşılıyor, çok sevdiğiniz bir hediye de psikolojik olarak size iyi geliyordur. Bu gibi nesneleri de hayatınızda tutabilirsiniz, ve ihtiyacınıza göre sayısını belirleyebilirsiniz. Bu noktada nesnelere bağlanmamak gerektiğinin altını çizmek isterim ama. Bir anıyı hatırlatıyor diye bir eşyayı tutmak yerine eşyanın fotoprafını çekerek o eşyayı elden çıkaradabilirsiniz, ve bu minimalizm kanadında oldukça makul bir şeydir. 

Atıksız yaşam kavramı ise yine ihtiyaçlarınızı karşılamaya, isteğe dayalı tüketimlerinizin önüne geçilmesini önceler. Ancak burada daha detaylı noktalar var. Atıksız yaşam temelde gezegene bıraktığımız etki ile ilgilenir. yalnızca edindiğiniz nesnenin kendisini değil onun üretimi ve bertarafı sırasında ne gerçekleştiğini de sorgular. İhtiyaçlar burada biraz daha fiziksel ihtiyaçlara kayar, sorguladığımız nokta Dünya’ya nasıl bir ayak izi bıraktığımızdır. Çöp sahalarına ve hatta geri dönüşüme bile bir şey göndermemek hedeflenir ki, bu bazen evde ihtiyaçtan biraz daha fazla kese ya da kavanoz tutmak, atık olabilecek konserve tenekelerini yeniden değerlendirmek gibi anlamlara gelebilir. Bir ürünün tüm yaşam döngüsünü değerlendirerek hareket ederiz sıfır atık yaşamı benimsediğimizde. 

Aslında ikisinin de temelinde ihtiyaç sorgulaması var, ve ikisi de gereksiz, isteğe bağlı şeylerin alınmamasını savunurken bir yandan sadeliği de savunur. ikisi de yararlı, kullanılan, pratik şeyleri kullanıp diğerlerini sadeleştirmeyi önerir. Dolayısıyla aslında birbirlerini tamamlayıcı iki yaşam biçimi olarak görebiliriz atıksızlık ve minimalizmi.

Tabii yukarıda birkaç kere göz kırpan zıtlıklar da söz konusudur. Aslında tam zıtlık değil de, atıksız yaşamla tanışmamış, tanışsa da atıksız yaşamın sebeplerini, ve etkilerini içselleştirmemiş insanların düştükleri bazı farklılaşmalar var diyebiliriz. 

Eğer gezegene olan etkinizi düşünmemeyi ama minimalizmi benimsemeyi isterseniz yine minimalist olabilirsiniz elbette, ama aşağı yukarı şöyle bir çerçevede: Evinizde bir sadeleşme geçirebilir, ya da evinizdeki eşyaları önerilen düzenleme yöntemlerine göre düzenlersiniz. Elinizden çıkan eşyaları satabilir ya da atabilirsiniz, giysiler sizin minimalist estetiğinize uymuyorsa gidebilirler, ama yerine uyanları da ihtiyaç olarak belirleyip alabilirsiniz. Benzer şekilde ev eşyaları için de öyle,  evinizden kullanmadığınız tabak çanağı, mobilyayı çıkarabilirsiniz. Hatta belki kullandıklarınız bile yeni estetik algınıza uymuyor olabilir, bu sefer de onları değiştirebilirsiniz. Hem eşya olarak hem de estetik olarak minimal bir yaşam alanı oluşturabilirsiniz kendinize. Yeni aldığınız eşyaların hammaddeleri, sosyal ve türcül adaletin sağlanıp sağlanmadığı konularına takılmayabilirsiniz. Gezegene yönelik tüm etkilerinizi böylece göz ardı ederek minimal bir yaşam sürebilirsiniz.

İşte atıksız yaşam ile ayrıldıkları nokta tam da burası. Elbette atıksız yaşam sürecinde de yeni şeyler alabilirsiniz, belki mobilyalarınızı yenileyebilirsiniz. Ama bunu yaparken eski mobilyanızın yeniden kullanılmasını sağlar, yenisinin hammadde ve üretim koşullarını mutlaka sorgularsınız. yediğiniz içtiğinizden giydiğinize her şeyin üretimini, kullanımınıi ömrünü, bakımını, tüketimi ve bertarafını, bütün bunlarla beraber sürekli gezegene bıraktığı etkiyi de hesaplarsınız. Yani sadeleştirdiğiniz sadece yaşamınız ya da yaşam alanınız değil, aynı zamanda gezegene etkiniz ve çöpünüzdür. 

Her iki idealin de pek çok ortak noktası var. Minimalizmde bilinçli bir tüketici olmaya başladıkça hayat zaten sizi yavaş yavaş atıksız yaşamın güvenli kollarına bırakmaya başlar. Her ikisi de israfa, ihtiyaç fazlasına bir tepki olarak doğduğu için bir noktada vardıkları yer de aynı noktaya çıkabilir. Bu yüzden her ikisi de olabiliriz. Bu yüzden ben her ikisini de benimsedim. Belki de başladığımız “istek mi ihtiyaç mı?” noktası sonrası karşımıza çıkan yönlendiriciler bu iki farklı ama aynı noktaya çıkabilen yollardan birini seçmemiz için bizi yönlendiriyordur. Ama, kişisel olarak, gün sonunda geldiğimiz noktanın gezegen dostu bir nokta olmasını temenni ederim.

Bu yazımı ve çok daha fazlasını Greenvibes Ekolojik‘in websitesinde bulabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s