Gıda Sistemini Daha Sürdürülebilir Hale Getirmenin 10 Yolu

Geçtiğimiz birkaç yılda pek çok alanda olduğu gibi gıda sektöründe de çok konuşulan o kelime: sürdürülebilirlik .

Peki sürdürülebilir bir gıda sistemi tam olarak neyi ifade ediyor?

Cevap karmaşık ve birçok hareketli parçadan oluşuyor; ancak özünde gıda sisteminde sürdürülebilir bir model, halkın fiziksel sağlığını, çiftçilerin ve üreticilerin ekonomik sağlığını ve toprağa, hayvanlara ve insanlara adil muamele edilmesini destekler diyebiliriz.

Sürdürülebilir gıda sistemi aynı zamanda gelecek nesiller için dünya kaynaklarından en iyi şekilde faydalanan bir yaklaşımı da ifade ediyor. Bu kaynakların tükenmesine karşı koruma sağlıyor. Peki sürdürülebilirlik neden henüz sağlanamadı? Belki de bunun nedeni yeterli sayıda insanın bunu nasıl başaracağını bilmemesidir.

İşte tüketicilerin, gıda üreticilerinin ve yasa koyucuların gıda sistemini daha sürdürülebilir hale getirmek için birlikte çalışabilecekleri 10 yol.

1) Yerel Gıda

Gıdanın dünya çapında taşınmasının maliyeti sadece dolar işaretiyle değil aynı zamanda karbon emisyonlarıyla da ölçülüyor. Yerel çiftçilerden yiyecek satın aldığınızda, yerelin ekonomisine katkıda bulunursunuz ve aynı zamanda Doğa Ana üzerindeki etkinizi de azaltırsınız.

İpucu: Eğer gerçekten yiyecek kat ettiğiniz mesafeyi azaltmak istiyorsanız, kendi bitki bahçenizi yetiştirmenizi öneririz. Kolay, ekonomik ve sürdürülebilirdir.

2) Yemek Pişirmeye Teşvik

Sürdürülebilirlik tüketiciler arasında daha iyi bir sağlığı teşvik ettiğinden, evde daha ustaca ve daha sık yemek pişirmeyi öğrenmek önemli bir bileşendir. İnsanlar kendi yiyecekleri üzerinde kontrole sahip olduklarında ilave şeker ve yağ gibi içerikleri ortadan kaldırabilirler. Bu da daha sağlıklı bir toplum yaratır.

3) Mevsime Uygun Menüler

Yemek yemeyi seven insanlar yıl boyunca meyve ve sebzelerin tadını çıkarmayı severler; bu da gıdaların dünyanın her yerinden ithal edilmesinin bir nedenidir: Tüketicilerin iştahını tatmin etmek, ama bu ne yazık ki sürdürülemez. Öte yandan, mevsimlik ürünlere sadık kalırsanız, neredeyse her şeyi yerel olarak satın alabilir ve bir yıl boyunca beslenmenizde daha fazla çeşitlilik elde ettiğinizden emin olabilirsiniz. Bu uygulama karbon ayak izinizi azaltmanıza ve sağlığınızı iyileştirmenize yardımcı olacaktır.

4) Ürün Çeşitliliği

Çiftçiler aynı mahsulü tekrar tekrar ektiklerinde, sonunda topraktaki besinleri emerler, bu da toprağı neredeyse işe yaramaz hale getirir ve çoğu zaman kimyasal yüklü gübrelere ihtiyaç duyulur. Ancak bundan kaçınmanın basit, doğal ve zamanla test edilmiş bir yolu var. Çiftçiler toprağı sağlıklı tutmak için birkaç yılda bir farklı ürünler ekebilirler. Tüketicilerin de diyetlerini karıştırmaya katılmaları gerekiyor. Hatta birbirlerini destekleyen türleri birlikte dikerek daha sağlıklı bir ekosistem bile kurabilirler.

5) Daha Az İsraf

Şu andan itibaren 2050 yılına kadar üretilecek tüm gıdaları toplarsanız, toplam son 8.000 yılda tüketilen gıda miktarına eşit olacak. Açıkçası, gıda endüstrisi büyüdükçe dünya üzerindeki etkisi de artacak. Bu etkiyi dengelemek için tüketicilerin evde daha az yiyecek atmaya ve yiyeceklerinden en iyi şekilde yararlanmaya çalışmalarını gerekiyor. İşletmeler, süpermarketler ve endüstri de yiyecek atmayı bırakmalı ve hayır kurumlarına veya diğer kuruluşlara bağışta bulunmaya çalışmalıdır.

İpucu: Çöp alanlarındaki çürüyen yiyecekler bir sera gazı olan metan oluşumuna sebep olduğundan yiyeceklerin çöp alanlarına gönderilmemesi önemlidir. Bu yüzden yemeğinizi kompostladığınızdan emin olun.

6) Adil Ticareti Destekleme

Adil Ticaret etiketi taşıyan gıdalar, çalışanlara ve dünyaya adil davranılmasını sağlayacak şekilde üretilmiştir. Dolayısıyla eğer sürdürülebilir gıda hareketini önemsiyorsanız, doğru türden üreticileri desteklemek için mümkün olduğunca Adil Ticaret gıdalarını tercih etmelisiniz.

İpucu: Sürdürülebilir bir gıda sistemini gerçekten desteklemek istiyorsanız, daha fazla bitki bazlı gıda seçtiğinizden, et alımınızı azalttığınızdan veya vejetaryen  veya vegan beslenmeyi denediğinizden emin olun .

7) Yemeğin Gerçek Maliyeti

Gıdanın “gerçek maliyeti”, kitlesel gıda üretiminin yarattığı çoğunlukla görülmeyen çevresel ve sosyal etkileri ifade eder. Her ne kadar sürdürülemez gıdalar süpermarkette daha ucuz olsa da, sonuçta insanlar ve gezegen üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle “gerçek maliyeti” daha yüksek oluyor. Yiyecek satın alırken bu konuyu akılda tutmak önemli.

8)Finansal Yatırımlar

Hollanda küçük bir ülke ama değer açısından ABD’den sonra ikinci en yüksek miktarda gıda ihraç ediyor. Nasıl mı? Hollandalılar sürdürülebilir tarıma yatırım yaptılar. Arazinin her santimetrekaresinden en iyi şekilde yararlanmak için kapalı alanda, dikey tarımı da kattıkları tarım tekniklerini kullanarak yenilikçi tarım yöntemlerinde öncüler. Ayrıca topraklarını verimli tutabilmek için çoğu kimyasal böcek ilacından da vazgeçiyorlar.

9) Organik, Zehirsiz, Katkısız

Sentetik tarım zehirleri, gübreler ve antibiyotikler dünyaya ve hayvanlara zarar veriyor, ancak geleneksel tarımda birincil üreticiler ve hayvan yetiştiricileri tarafından mümkün olan en kısa sürede ürün ve hayvanların büyümesini ve ciro kârını sağlamak için sıklıkla kullanılıyor. Seçeneğiniz varsa, mümkünse organik olarak yetiştirilen, katkı maddesi içermeyen ürünler almaya çalışın. Bu, ambalajın üzerinde açıkça belirtiliyor genelde (Organik Sertifikası ile), ancak işaretlenmemişse mutlaka bir üreticisine danışın, bazen sertifika almadan da organik üretim yapılabiliyor.

10) Kolaylıktan Vazgeçmek

Sürdürülebilir bir gıda sistemini desteklemek kolay değil. Yerel olarak üretilen gıdaları ve Adil Ticaret gıdalarını satın almayı ve sürdürülebilir yaşamın diğer paydaşlarına bağlı kalmayı taahhüt ettiğinizde, bu bilinçli seçimler size zaman ve paraya mal olabilir. Ama sonuçta hem kendi sağlığımızı korumak hem de gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakmanızı sağlayacak daha büyük bir amaç için çalışıyoruz.

Sürdürülebilir bir gıda sistemine katkıda bulunmak sizin açınızdan kişisel bir yatırım gerektirebilir, ancak faydaları tarttığınızda, bu çabaya değer. Günlük yaşamınızda yapacağınız birkaç küçük değişiklikle, önümüzdeki yıllarda gıda sisteminin gelişimi üzerinde büyük bir etki yaratabilirsiniz. Daha sürdürülebilir bir şekilde yaşamak (ve yemek yemek) konusunda üzerinize düşeni yapmak için bu adımları yavaş yavaş hayata geçirebilirsiniz.