Nasıl Daha Sağlıklı Hale Geldim?

Herkese Merhaba!

Bu yazıya “nasıl kilo verdim” diye bir başlık atmak istemedim. Çünkü yaşadığım sadece kilo vermek değildi, çok daha sağlıklı bir hale geldim. 2015 yılı benim açımdan sağlık yılı oldu, sağlıklı beslenme, spor ve daha düzenli hayat seçimleri ile 15 kilo verip, kan değerleri gibi hayati etmenleri normal hale getirerek kendimi toparladım. Peki, bunu nasıl yaptım?

Öncelikle sanırım sağlıksız halimi anlatmam gerekir. Ben üniversiteye başlarken 57 kiloydum, ortaokul ve lise boyunca amatör olarak basketbol oynadım ancak lise ikinci sınıftan sonra basketbolu bıraktım, üstüne bir de sigaraya başladım. Üniversiteye geçtiğimde sevdiceğimin de isteğiyle sigarayı bıraktım. Aile yanından ayrılmanın ve “fastfood”la tanışmanın (Manisa’da o yıllarda ne Burger King ne McDonalds var idi) etkisiyle, sigarayı bırakmanın da verdiği açlıkla hızla kilo aldım. Hazırlığın son haftalarında 68 kilo civarındaydım. Bölümde okurken ise kilom 80 kg’a kadar çıktı. Mezun olduğum zamanlarda yaklaşık 78 kilo civarında, yürümekten, hele ki merdiven ve yokuş çıkmaktan nefret eden, herhangi bir sporla ilgisi kalmamış, ne yediğine dikkat etmeyen iri yarı bir insan halindeydim.

Ankara’ya taşınınca, hayatımda kötü giden olayları yoluna koyduktan sonra artık kendimi toplamaya karar verdim. Çünkü kilo sadece kilo değildir. Kilo nedeniyle hormonal problemler yaşamaya, psikolojik çöküntülere girmeye, fiziksel her aktiviteden geri kalmaya başladım. Ama öyle körü körüne diyete ve spora başlamadım. Sağlıklı kilo verme, sağlıklı yaşama hakkında internette araştırma yaptım, kitaplar okudum ve kendim için en uygun, en mantıklı olan yolları ders çalışır gibi notlar halinde derledim.

Belirtmeliyim ki, kilo vermeyi isteyen insanlar mutlaka bir uzmanla görüşsün. İllaki parayla bir diyetisyene gitmeye gerek yok, devlet kurumlarında da bu konuda yardımcı oluyorlar, hiç olmazsa gerekli kan ve diğer testleri yaptırın ki, başka bir problemden kaynaklı kilo sorununuz varsa bunu öğrenebilin. Ben kilo vermeye karar verdiğim dönemde uzmanla görüşmedim ancak zaten çok yüksek oranda kansızlık-demir eksikliği problemi çektiğim ve hormon problemleri yaşadığım için düzenli testler yaptırıyordum.

Konuya dönecek olursak, benim için en uygun beslenme şeklinin günde 6 öğün, her öğünün 200 kalori civarında olduğu, yapay gıda içermeyen şekilde olduğuna karar verdim. Açıkçası her şeyden yedim. Yapay gıda içermeyen desem de arada canım çekince kendimi cezalandırmadan tek parça çikolata, 2-3 yaprak patates cipsi gibi abur-cuburları da yedim. Bana göre insan kendini bir yiyecekten ne kadar uzak tutmaya çalışırsa, o kadar daha çok isteyecektir, en azından bende düzen bu şekilde işliyor. Eğer bir yiyecekten geri durmaya çalışıyorsam, sonrasında sınırsızca yiyorum. Canım pizza ve hamburger gibi “fastfood” türü yiyecekler çektiğinde ise, evde lavaş üstüne sebzeli pizzalar, kendi yaptığım tam buğday ekmeklerinin arasına yumurta-avokado gibi sağlıklı besinler ile muadillerini bularak o isteklerimi giderdim. Buna yönelik tarifler internette çokça var, zaman içerisinde bende bloğumda paylaşmayı düşünüyorum.

Sağlıklı yaşama başlama sürecimde ilk başta hemen spor yapmadım. Vücuduma yeni beslenme düzenini kabul edip alışması için zaman tanıdım. Ayrıca sağlıklı beslenme zaten yağlardan kilo kaybı sağladığı için önce biraz kilo kaybetmeyi istedim. Böylece sporun içerdiği hareketleri daha kolay yapabileyim. Yaklaşık olarak 70 kilo dolaylarındayken karşıma çıkan “Fit Girl’s Guide” adlı sevimli e-kitap ile karşılaştım. Motivasyonumu kaybetmeye yakınken karşıma çıkan bu kitap sayesinde motivasyonumu geri kazandım. Bir kılavuz olan kitap hem beslenme hem de spor için size yol gösteriyor. 1 aylık bir program içeren kitabın ben 3 haftasını yapabildim. Hareketleri çok tekrar ettiğimde sol bacak-kasık eklemimde oluşan ağrı nedeniyle sporunu bırakmam gerekti.

Motivasyon meselesi bana kalırsa bu süreçteki en önemli konu. Kendinizi yeni bir düzene adapte etmek ara sıra başarısızlığa uğramanıza, “bu işi tamamlayamayacağım” fikrine kapılmanıza sebep oluyor. Bir yandan da Instagram’da ve dışarıda fiziği güzel olan insanlara özeniyorsunuz. Nerede okuduğumu net hatırlamıyorum ancak “zayıf kızlardan nefret etmeyin, olmak istediğiniz vücuttan nefret ederseniz, sizin vücudunuz bunu negatif algılayıp o hale gelmekten kaçınır” diyordu. Beynin neler yapabildiğini bilenler bunun gerçekçi bir yaklaşım olduğu kanısında bana katılacaklardır. Dolayısıyla ben Instagram’da kendi sağlıklı yaşamıma yönelik yeni bir hesap açtım. Instagram’daki diyet hesaplarının dayanışmasını size anlatmam mümkün değil. Onu sadece içine girince yaşayarak anlayabilirsiniz. Bende bu velinimetten yararlanarak uzun süre motivasyonumu ayakta tuttum, üstüne bir de sahip olmak istediğim vücutların fotoğraflarının paylaşıldığı sayfaları da takip edince Instagram gerçek bir motivasyon kaynağım oldu. Motivasyonu etkileyen bir diğer konu da “tartı” denen illet. Unutmayın, her gün tartılmak sizin sadece moralinizin bozulmasına sebep olacaktır. Bana göre en doğrusu 2 haftada bir ya da daha seyrek tartılmak, çünkü çabanızın sonucunu bu şekilde daha net görebilirsiniz. Benzer şekilde, tartıldığınız günlerin yanında beden ölçülerinizi de aynı düzende almalısınız. Bazen kilo olarak yansımayan ama mezuranın ölçülerine yansıyan sonuçlar elde edebilirsiniz. Ben bunların takibinin yanında günlük olarak yediğim besinlerin kalorisinin hesaplandığı ve içtiğim suyun hesabını yapan uygulamalar kullanıyordum. Kalori takibi için “Myfitnesspal” uygulaması çok başarılı, aslında bu uygulama su ve egzersiz takibi için de kullanılıyor ancak su takibi için ben “My Water” ya da “My Water Balance” uygulamasını kullanıyorum, çünkü sadece su değil diğer tüm sıvılarında günlük hidrasyon sürecine getirilerini hesaplıyor. Herkeste farklı işleyen bir yaklaşım ancak bir şeye ya da birine hesap vermek, kendimi kontrol altında tutmamı sağlıyor.

Hikâyenin devamında ise spor için denemelerim devam etti. 5 ay gibi bir sürede 10 kilo vererek 67 kiloya ulaştım. Ancak vücudumun daha da rahatlayıp, kendime arada kilo alma seçeneği sağlayabilmek adına 60 kiloya düşmek istiyordum. Zaten sağlıklı beslenme düzenim artık normal rutinim haline geldiği için, buna ek olarak hareket etmem gerektiğini fark ettim. Başlarda dışarıda yürüyüşlere çıkıyordum ancak havalar iyi olmadığı için çok düzenli olmuyordu. Bende yine internette araştırırken “Leslie Sansone 3 Mile Power Walk” videosu ile karşılaştım. Evde etkili yürüme imkanı sunan bu egzersiz ile uzun bir süre devam ettim ve açıkçası bacaklarımın incelmesinde etkisi olduğunu düşünüyorum.. Daha sonra ise yürüyüş egzersizi yetersiz gelmeye başlayınca yeni arayışlara girdim. Son olarak “Kayla Itsines Bikini Body Guide” isimli e-kitap ile karşılaştım. Şimdiye kadar karşılaştığım etkili olma bakımından en başarılı kılavuzun bu olduğunu düşünüyorum. Öncelikle evde her gün aynı hareketleri yapmayı sevmeyen ben için biçilmiş kaftan, çünkü örneğin ilk gün yaptığınız hareket paketini ancak 2 hafta sonra tekrarlıyorsunuz. Süre olarak gün içinde ısınma ve soğuması ile toplam 45 dakikanızı alıyor ve evde bulunan nesneler sporu yapabilmeniz için yeterli. Sonuçlarına bakacak olursanız inanılmaz. İlk kısmı 12 haftayı kapsayan e-kitabın 24. haftaya kadar olan kısmı da mevcut. Yaklaşık 7 hafta kadar da “BBG” olarak kısaltılan bu kılavuzu uyguladıktan sonra 63 kiloya kadar indim, kilonun yanında vücudumda toplam 27 cm gibi ciddi bir incelme de ölçümledim.

Artık kilo koruma evresindeyim (çok başarılı olamasam da). Zayıflama daha doğrusu sağlıklı hayata dönüş hikâyem böyle. Bu süreçte bana çok fazla etkisi oldu yaptıklarımın. Öncelikle inceldiğim için fiziksel anlamda kendime güvenim arttı. Bunun yanında böyle bir şeyi başarabildiğim için özgüvenim arşa yükseldi. Ayrıca artık vücudumun neye nasıl tepki verdiği konusunda bilgim arttı. Neyin iyi, neyin kötü olduğunu, yağın iyi bir besin, şekerin ise asla yenmemesi gereken bir “şey” olduğunu öğrendim. Fiziksel anlamda vücudum çok rahatladı. Normalde 4 basamak çıkınca kesilip, nefes nefese kalan ben, 3 katı tık demeden çıkar oldum. Spor yapmayı açıkçası hiçbir zaman sevmedim ancak spor sonrası neşeyi tattım. Zaten genel anlamda çok daha neşeli ve güler yüzlü bir insan oldum.

Unutmayın ki kilo verme ve egzersizler kişiye özeldir. Naçizane tavsiyemdir ki, bir dâhiliye ve diyetetik uzmanı ile görüşmeden kendi kendinize bir işe kalkışmayın. Spor için danışabileceğiniz eğitimli ya da fazla deneyimli birilerini bulun. İnsanların sizi yolunuzdan alıkoymasına izin vermeyin. Birinin yaptığı bir kurabiyeyi yemezseniz kendiniz için faydalı bir karar vermiş olursunuz, karşınızdaki o an kırılsa bile sonrasında sizi zayıf gördüğünde anlayacak ve hatta sizden tavsiye bile isteyecektir. Sizin en büyük destekçiniz elbette sizsiniz, ancak sizi destekleyecek, motive edecek, yeri geldiğinde kontrol edecek insanlar bulun. Sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşama sadece spor ve diyetle olacak bir şey değil, düzenli 8 saat uyku, düzenli bir hayat, temiz gıdalar gerektirir. Bunun yanında bilinçli olmayı da gerektirir, bu da demek oluyor ki bu konularda okumak aslında kendinize yapacağınız en büyük iyilik. Hiçbir zaman ne kendinize ne de diğer şeylere/kişilere önyargılı olmayın. “Ben bunu yapamam”, “şu kişi benim bu hesabımı/paylaşımımı görürse dalga geçer”, “muz çok şekerlidir, yenmez”, “yer fıstığı yağlıdır” gibi efsanelere, ön yargılara kulağınızı tıkayın, ya da duyunca bir araştırın aslı var mıdır diye, gerçekten yapamaz mısınız diye. Yazdığım gibi diğer insanları bu süreçte çok fazla umursamayın. Biri sizi Instagram’da diyetle ilgili bir paylaşımınızı gördü ve kendince eğlendi, 5 dakika sonra bu konuyu unutacak ve hayatına devam edecek, onlar için bu kadar önemsiz bir anı kendi içinizde büyütmenin ne gereği var. Hem belki çabanızı görüp takdir edecek, bilemezsiniz.

Umarım yazımın sizin için faydası olmuştur. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın.