Herkese Merhaba!
Bir süredir kendi hayatımda sadeleşmek ve huzuru bulmak, zihnimi sakinleştirmek için çeşitli yollar arıyorum. Şikâyetlerle dolu yazılarımdan sonra şimdi işleri nasıl yoluna koydum bölüm bölüm size bundan bahsedeceğim. Bugün ki yazının konusu ise “ajandayla yaşam“.
Ajanda tutmak çoğunlukla iş yaşamında olan insanlara atfedilen bir aktivite. Ancak aslında ajanda tutmak herkesin işine yarayacak bir yöntem. Hatta “Bullet Journal” diye geçen, benim kendimce “Kişiselleştirilmiş Planlayıcı” diye adlandırdığım yöntem çok daha faydalı. Ajanda tutmak, aklınıza gelen fikirleri, alışveriş listenizi vb her konuyu kayda geçiren bir asistanınızın olması gibi. O sıkça yaşanan “ya şey vardı, dün aklıma gelmişti, ııı, neydi o ya?” krizlerinin önüne geçmenin en başarılı yolu bence.
Ajanda tutmanın mantığı yapılacak işlerin unutulmaması için not alınması, böylece takvimin planlanması aslında. Ancak kişiselleştirilmiş planlayıcılar (kipla) size daha fazla imkan sunuyor. Alışkanlık edinmek, alışkanlıklarınızı takip etmek, kısmi günlük tutmak yani bir nevi her anlamda kendinizi kontrol altına almanızı sağlıyorlar. Örneğin bir yanında günlük içtiğiniz su miktarı, aldığınız ve harcadığınız kalori miktarı, attığınız adım gibi veriler tutulabilirken, diğer kısmında almak istediğiniz kitaplar, gitmek istediğiniz yerler gibi listeler oluşturabiliyorsunuz. Hoşunuza giden alıntıları, aforizmaları çeşitli şekillerde not alabiliyor, hayatınızı renklendirecek şekilde tasarlayabiliyorsunuz.
Bullet Journal (bujo) ya da benim isimlendirmemle kişiselleştirilmiş planlayıcılar (kipla) için internette türlü çeşit fikir ve bir çok ürün bulunmakta. Özel defterleri, renk renk ve model model kalemleri, etiketleri, kağıt pedleri… Ancak aşağıda da anlatacağım üzere biraz zaman ve emek gerektiren bir yöntem kipla. Ancak bütün bunların derinlerine dalmanızdan önce size kendi maceramı anlatmak isterim.
Ben küçük yaşımdan beri günlük tutmayı seven, ders çalışmak için olsun başka bir konu için olsun programlar yapan, bir işe kalkışmadan önce konuya ilişkin listeler yapan, her sene ajanda alıp doğumgünü gibi belli başlı şeyleri not eden, kilo verme sürecimle birlikte yediğimi, içtiğimi, yürüdüğümü ve uyuduğumu takip eden bir insanım. Ancak saydıklarımın hepsi için ayrı defterler, kağıt parçaları vs. kullanırdım ve ne yalan söyleyeyim tek bir defterde süssüz püssüz bile olsa toplamak hiç aklıma gelmemişti. Daha sonra bir gün Pinterest’te gezer iken bir tanıdığımın paylaştığı kipla fikirleriyle karşılaştım. Tabi ki büyülendim. Yani büyülenmek bence yeterli bir betimleme değil, baya baya nutkum tutuldu. O şaşkınlıkla hemen Google’da aramaya geçtim. Bullet journal’ın kendi sitesini yaladım yuttum. Youtube’da tonlarca video izledim. Sonra da bir heyecan hemen kırtasiyeye koştum, malzeme alayım ki bende yapayım diye. Ancak bu yöntemde kullanılan noktalı defterler Türkiye’de yaygın olarak üretilmiyor. Türkiye’de satılan örnekleri ise çalışan insan için bile biraz el yakıcı fiyatlara sahip. Yani, gözünü karartanlar hariç, onlara saygılıyım. Tabi biraz gardım düştü. Kendime olur bir yol aramaya başladım. Sonra da aklıma hepimizin ilkokulda yaptığı dünyanın en basit yöntemi geldi. Çizgisiz kağıt altına kılavuz koymak! Hemen bir kareli kağıdın köşe noktalarını kalın siyah bir kalemle işaretledim, beğendiğim bir defteri aldım. Başladım yapmaya ajandamı.
Ajandayı yapmaya başladım, iyi, güzel, ancak o dönemde çalışan bir insan olarak çokta pratik bir yöntem seçmediğimi fark ettim bir iki sayfadan sonra. Tasarım olarak da işçilik olarak da çok memnun olsam da yaptığım ajandadan, akşamın 7’sinde eve gelip, yemek pişirip, yiyip, ev işlerine dalan bir kadın olarak bir akşamda yaptığım, yapacağım en fazla 3 sayfaya çıkabiliyordu. Tabi uzun vadede bakınca bu fazla emek isteyen yönteme ayıracağım zamanı tez çalışmaya ayırmak, en azından teze harcayabileceğim bir zamanı başka bir şeye harcamamak daha mantıklı geldi. Dolayısıyla o yöntemi bıraktım. Sonraki ay için ise aklıma bir başka dâhiyane fikir geldi. Bilgisayarda tasarlamak! Hemen açtım Excel’de istediğim boşluklarla, istediğim başlıklarla güzel bir düzen oturttum. Bir güzel bastım, hatta iş yerimden bir iki malzeme ile destekleyip baya baya defter yaptım kendime 1 aylık. Açıkçası bu yöntemde beni 3 ay idare etti. Neden 3 ay? Çünkü 4. ayın başında işten çıkarıldım. Evdeki yazıcının mürekkepleri bitik, e işteki büyük defter zımbası gibi imkânlarımda yok. Bu yöntemde böyle sınıfta kaldı.
Bir süre sonra dedim ki “Çok mu önemli, aşırı tasarımlı, aşırı süslü, tablolu bir planlayıcı tutmak?” Evdeki eski, tarih yazmayan bir ajandayı/defteri aldım. Satır satır istediğim başlıklara göre ayırdım. Aslında baya iyi gitti ve memnundum. Ancak sonraa… Sonra internette Bershka’nın “Back to the School” serisinde çıkardığı ajanda tipi defteri gördüm. Allah’ım büyülendim. Hem tasarımı, illüstrasyonları çok güzel, hem de içerik olarak bana yapmak istediğim her şeyi veriyor. 2 gün fellik fellik mağaza gezerek buldum ve aldım. Şu an hem zaman hem de para açısından çok büyük kayıplar yaşamadan ajandamla çok çok mutluyum. Son kontrol ettiğimde hala birçok mağazasında vardı Bershka’nın.

Peki, ben hangi başlıklarda planlayıcımı düzenliyordum? İlk denemem olan elimle yaptığım kipla’da başlangıçta bir yıllık takvim, ardından aylık bir planlayıcı, daha sonra aylık su ve kalori takibi, aylık alışkanlık takibi geliyordu. Bunlardan sonra ise haftalık planlayıcı ve günlük planlayıcılarım vardı. Aylık alışkanlık takibimde kitap okuma, iş, Instagram postu, blog yazısı, spor, yoga, duş, okul, ders çalışma, dışarı çıkma, film izleme, arkadaşlarla görüşme, temizlik, CSO konseri, 8 saat uyku, regl düzeni, aile ile konuşma, sabah ve akşam bakımlarım vardı. Haftalık planlayıcıda görev/aktiviteler, hedefler ve gündem bölümleri yer alıyordu. Günlük planlayıcıda ise yapılacaklar, hava durumu, harcamalar, yemek takibi, spor takibi, gündem, sevgilili program ve okuma-yazma-izleme bölümleri bulunuyordu. Bilgisayarda düzenlediğim ajandada da yine aynı şekilde bir düzen vardı ancak aylık alışkanlık takibine eklemeler ve çıkarmalar yapmıştım. Bilgisayarda hazırladığım kipla tabi ki çok çok ve sadeydi, bende aldığım pastel renkli highlighter kalemler ile renklendiriyordum.
Bilgisayarda basıp hazırladığım sistemde işlemez olunca ajandama geçtiğimde ajandamda çok temel başlıklar kaldı. Yapılacaklar, günlük yemek, su, uyku ve spor takibi, çalışma takibi ve notlar. Aradaki boşluklara eğer varsa o gün izlediğim okuduğum bir şey onları not alıyordum. Bershka’dan aldığım ajandamda ise yıllık, aylık ve günlük planlayıcılar var. Ayrıca notlar bölümünü de istediğim gibi kullanıyorum. Örneğin bir sayfasını harcamalarıma yönelik bir tablo olarak hazırladım. Bir sayfasında 5 haftalık yemek planım var. Bir sayfasında almayı istediğim eşyalar, bir diğer sayfada ise takip ettiğim temizlik rutinim yazılı. Bir sayfada ise okuduğum kitaplardan hoşuma giden alıntılar var. Günlük planlayıcının ise bir bölümünü yine yapılacaklara, diğer bölümünü ise uyku, yemek, sıvı tüketimi, spor ve çalışma takibi ile notlara ayırdım. Ayrıca günlük planlayıcıların olduğu sayfa aynı zamanda bir haftalık planlayıcı. Haftaya ilişkin önemli yapılacaklar, notlar ve haftalık okuma, sıvı tüketimi, seyahat gibi hedeflerin belirlendiği bir kısmı var.
Ajanda tutmanın bana faydaları ne oldu peki? Bu işin başından beri uzun ve kısa vadede yapacaklarımı not aldığım için yapmak istediğim şeylerden geri kalmıyorum, unutmuyorum artık. Tabi bunun yanında buluşma/etkinlik gibi konularda çakışmaların önüne geçiyorum. Günlük planlayıcılardaki alışkanlık takiplerim sayesinde kalori alımım su tüketimim daha kontrol altında (ki sağlıklı yaşam çabam için önemli bir detay). Örneğin bir gün kaloriyi fazla kaçırdıysam veya suyu az içtiysem ertesi gün bunu telafi edebiliyorum. Notlar kısmı ise benim için bir günlük aslında. O güne ilişkin kişisel/toplumsal önemli şeyleri not ediyorum ki geri dönüp baktığımda hatırlanacak önemli şeylerim olsun. Almak istediklerim listesini gerçekten almaya değer gördüğüm şeylerle dolduruyorum, tabi yanlarına fiyatları ile, üstelik bir sonraki sayfa da aylık harcamalarımı özetliyor. Böylece bütçemi kontrol altında tutup, isteklerimi de planlayabiliyorum. Bütün bunlar sonuç olarak bir şeyleri unutma, atlama stresinden kurtardı beni. Ne yemek yapacağım, kaç param kaldı, şu kitapta güzel bir söz vardı… Bunların hepsi sürekli çantamda gezdirdiğim renkli ve eğlenceli ajandamda var artık. Zihnimi yormadan, aklıma gelen şeyi anında not alabildiğim bir düzende zihnim de tabi ki huzura bir adım daha yaklaştı.
Bullet Journal felsefesi için (ingilizce site): http://bulletjournal.com/
Bullet Journal fikirleri için: Pinterest
Bullet Journal’a yönelik benim Pinterest panom: bullet journal ideas
Bershka Ajanda Tipi Defter için: Bershka.com
Umarım yazımı beğenmişsinizdir ve size bir faydası olmuştur…
Yeni yazılarda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın 🙂
Yazıyı çok beğendim. Anlatım da ajandayı nasıl kullandığını kendinden örnekler vererek daha da açıklayacı olmuş.
Yeni yazıları bekliyorum JR.
BeğenLiked by 1 kişi
Umarım yeni yazılar gelir :))
BeğenBeğen